Üretimin yapıldığı sahada verimi, fireyi, kapasite kullanım oranını, maliyetini ve benzeri birçok değerleri analitik olarak ölçebilirsiniz, ölçebiliriz.
Ancak ölçemediğimiz bir nokta var ki; o da MUTSUZLUK
Ve belki de en tehlikelisi budur.
Çünkü, mutsuzluk sessizdir,
Alarm vermez. Belli etmez arızanın sebebini.
Peki, Fabrika Mutsuzluk Neden Görünmez ?
Çalışanlarımız çoğu zaman benzer sosyo-kültürel yapıdan gelir. Hata yaptıklarında, bunu açıkça dile getirmekten çekinirler. Bu nedenle hatalar tekrar eder.
Bir süre sonra hata yapan kişi yaşanan sorunla ilgili bir öneriyle çıkar üst amirinin karşısına, tabi konunun geçmişini bilmeyen üst amirde onaylamayabilir gelen öneriyi ya da yorumsuz bırakabilir.
Bu ve buna benzer durumlar çalışanlarda şunu çağrıştırır;
-Söyledim de, ne oldu?
- Ne değişti?
-Değerimizi bilen mi var, kıymet veren mi var?
Bu sorular biriktikçe cevap da şekillenmeye başlar:
Mesai saatimi doldurup gideyim, sonrası beni ilgilendirmez.
Ardından aidiyet duygusu zayıflar, iş öneriler kesilir ve suskunluklar başlar.
Yönetici cephesinde şu düşünce oluşur; “kimse bişey demiyor, demek ki her şey yolunda” diye düşünüyor.
Oysa alarm tam da bu noktada çalmaya başlar. Çünkü insan doğası gereği düşünmeden, düşündüklerini konuşmadan yaşamına sağlıklı şekilde devam edemez. Eğer bu sessizlik uzuyorsa,
farkında olmadan umut biter, mutsuzluk başlar.
Bu durumda şunu net söyleyebilirim ki;
İnsanlar işini değil, değersiz hissedilmeyi bırakıyor.

0 Yorumlar