Her insan yaşı ilerleyince bazı gerçeklerini daha iyi fark eder. Tercihlerimizi sorgularız, mutluluğun anlamını anlamaya çalışırız, altından kalkabileceğimiz sorumluluk sınırlarımızı gözden geçiririz kısacası kendimizi tanımaya başlarız.
Yağmurun yağmasını izlemeyi sevdiğimi 20'li yaşlarda fark ettim.
Psikoloji kitapları okumayı sevdiğimi 25'li yaşlarda fark ettim.
Ajandama aldığım notları kurşun kalemle yazmayı sevdiğimi 30'lu yaşlarda fark ettim. Kurşun kalem ile yazı yazarken bir çizik sesi çıkar ya, bu sesi tarif edemem ama duymaktan çok mutlu oluyorum.
Tek başıma yapmaktan büyük mutluluk duyduğum çok şey varmış, bunları da yeni fark etmeye başladım. Tek başıma seyahat etmek, araba kullanmak, film izlemek, yürüyüş yapmak gibi bir kaç bir şeyler daha.
Yalnız sevip, hoşlandıklarım değil sevmediğim şeyleri de fark etmeye başladım, yüksek sesli müzik dinlemeyi, düğünleri, enerjimi düşüren insanların yanında bulunmayı, soğuk şehirde yaşamayı gibi şeyler ama en etkileyici fark ettiğim; yaptığım mühendislik mesleği.
Hayatta hiç bir şey için geç değildir sözü benim için geçerli hale getirmeliyim. Sevmediğiniz mesleği yapmak, insana acı verip, mutsuz ediyor. Psikoloji okuyabilirdim veya okuyabilirim. 😊
Aslında; fark ettiklerimiz de yıllar içerisinde kazandığımız ve vazgeçmekten korkup, istemediğimiz alışkanlarımızdır.
Zaman akıp giderken, yaşamımı olumlu veya olumsuz etkileyen gelişmeleri, alışkanlıkları, yaşarken veya sahipken fark edemeyiz. Fark edebilsek de umursamayız. Bu nedenle, çok sevip ilgi duyduğumuz her şeyi geç fark ederiz. Bu da tecrübe olarak bize döner sanırım.
★★★
Anadolu’da çok yaygın bir kullanımdır. Gençlerden “cahil” diye bahsedilmesi. Hiç hoş olmayan bir hitap tarzıdır.
Ben de 18-20'li yaşlarda bu duyuma maruz kalmıştım. Bu hitabın gençliğin vizyonun gelişmesine engel olacağını düşünüp, bu düşüncemle de hep savaştım.
Şimdi daha iyi anlıyorum, insanlar büyüdükçe tecrübe kazanıyor. Bu tecrübe de görmüş geçirmişliktir aslında. Görüp yaşayınca anlıyoruz, daha genç yaşlarda verdiğimiz tepkilerin, aldığımız kararların daha da çaylakça olduğunu. Bu nedenle nenelerimiz, dedelerimiz verdiğimiz çocuksu tepkilerimizden ötürü "cahil işte, ne yapsa yeridir" tabiri kullanıyorlarmış. ☺
★★★
Bunların dışında maruz kaldıklarımız da var elbette. Mevcut şartlar gereği kırılan cesaretimiz, ileriyi görmekte zorlandığımız, aslında zorlanmak değil de kötü olacağını bilip iyi olmasını umut etmekten ileriyi göremiyormuşuz gibi hissetmemiz, bu hisler doğrultusunda birilerinin kurduğu düzen ve kalitesiz yaşam standartlarına maruz kalmamız, mutsuzluğun taban gördüğü noktadır.
Maruz kaldığımız konuların en etkili sebeplerinden bir tanesi, TOPLUM BASKISI, "el alem ne der". Bu cümleyi hiç anlamadım. Bütün aileler, kendi bireylerine bu cümleyi kurar. Ama kendisi başka aileyi eleştirmekten pardon, dedikodusunu yapmaktan kendini geri çekemez. Bu konunun kök nedeni daha ileriye gidiyor, burada bitiriyorum.
★★★
Bence; "Farkına vardıklarımız; tecrübelerimizdir"
1 Yorumlar
Umarım istediğin mesleği yaparsın :)
YanıtlaSil