ORMANLARIMIZ = AKCİĞERLERİMİZ - ESRA'NIN SAYFASI

ORMANLARIMIZ = AKCİĞERLERİMİZ

   

Her yıl olduğu gibi, bu yılda önümüzdeki günlerde 21-26 Mart haftasını Orman haftası olarak kutlayacağız.

Peki, neden orman haftası kutlarız?

En gerçek sebebi "TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN"  bilincini topluma yaymak, farkındalık kazandırmaktır.


Ormanlar bir ekosistem olarak doğaya, canlılara çok sayıda hizmet  sunmaktadır. Bu hizmetlerin en belirgin olanları; habitat sağlama, oksijen üretimi, su üretimi, toprak koruma, biyolojik çeşitlilik, karbon depolama, besin döngüsü, odun üretimi, havayı temizleme gibi çok sayıda hizmeti vardır.


Madem ormanlarımız bu kadar kıymetli iken neden orman yangınları her geçen gün artar, önlenemez. Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2020 yılında 3 bin 412 yangın çıktı. Çıkan yangınların 325'i yıldırım düşmesi, 138'i elektrik hatları ve 2 bin 949'u insan kaynaklı olurken, 29 bin 487 futbol sahası büyüklüğündeki 20 bin 936 hektar ormanlık alan zarar gördü.



Sadece 2020 yılında; 20 bin 936 hektar yemyeşil orman alan varken; kurak, çıplak araziye dönüştü. Yangınları söndürmek için ciddi maliyette para harcandığı bildirildi. Bu büyük maddi kaybın yanında, bu yanan alanların yerine tohumla veya fidanlı dikimler yapılmaya başlanacağını duyduk. 

Tabi ki fidanlar ekilecek, ormanlık alanlarımızı yeniden kazanacağız ama eski haline gelmesi yılları alacak. Genç orman haline gelmesi için bile 20 yıl geçecek. Ömrümüzden koskocaman yıllar gidecek.

En acı gerçektir ki; çıkan orman yangınlarının %86,43'ü insan kaynaklı sebeplerdir.

Evlerimizde televizyon karşısında oturup haberleri izlerken; "bunlar nasıl insanlar", "bunların akli dengesi yok mu", "bu ne cahilliktir" gibi, buna benzer bir sürü serzenişlerde bulunuyoruz. 
Fazla serzenişlerde bulunmayın! Çünkü o yangına sebep olan insanlar uzaydan gelmedi. O insanlarda bizim içimizden olanlar. Biz toplumun yetiştirdiği insanlar onlar.

Peki bizler çok mu dikkatliyiz. Kesinlikle DEĞİLİZ. Kimse inkar etmesin. Örneğin pikniğe gittin, ateşi söndürdüğünü zannediyorsun, sönmemiş oluyor. Piknik yerinden ayrıldıktan sonra, rüzgar çıkmayıp, söndürdüğünü sandığın ateşin alev almıyorsa, sen bilinçli olmuyorsun. 
Seyahat ederken, yolda alıp içtiğin sodanın şişesini, arabanın camından dışarı ağaçların arasına fırlatıyorsan sen de suçlusun.



Okullarda hep söylerdi öğretmenlerimiz; "ORMANLAR, AKCİĞERLERİMİZDİR". Evet akciğerlerimizdir. Karbonu depolar, oksijeni nefes almamız için atmosfere gönderir. Bol oksijenli dediğimiz yani karbondioksit oranı olması gerektiği gibi az olan atmosferde nefes almanın mükemmel huzurunu, sanayi şehirlerinde yaşayan insanlar çok iyi bilir. Eşşiz manzarasını izlemenin huzurunu anlatmıyoruz bile.

    

ORMANLARIMIZI KORUYALIM. HEPİMİZ ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYALIM. DAHA BİLİNÇLİ BİREYLER YETİŞTİRELİM. BIKMADAN, İNATLA, SABIRLA DOĞRUYU ANLATALIM. 




AKCİĞERLERİMİZ KANSER OLMASIN!

TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN!
    

Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Eskiden her yanımız orman iken şimdilerde ORMANYA'ya gidiyoruz orman görüp doğal yaşam görmek için. Her geçen gün çölleşiyoruz maalesef. :(

    YanıtlaSil