Tatil kelimesini duymak dahi içimi kıpır kıpır ediyor, mutlu oluyorum.
Günümüz iş hayatında, yoğun tempo ve uzun zaman dilimlerinde çalışıyoruz. Hepimiz iç geçiriyoruz mis gibi bir tatili. Ama ben ne zaman sabırsızlıkla bir tatil beklesem hep hüzünlü geçti. Yine beklenmedik olaylarla geçen iki tatil anımı paylaşmak istiyorum sizlerle.
Hayatımızda “Bunu Kesin Yaparız “ Deyip, Yapamadıklarımız
2014 yılı Mayıs ayı kardeşimin mezuniyeti nedeni ile Isparta’ya gitmiştik ailece. Yoğun iş dönemim arasında olsa gerek; hala Isparta nasıl bir yerdi, nasıl vakit geçirmiştik, hatırlamıyorum. O kadar unutmuşum ki gezdiğim yerlerin isimleri bile hatırımda değil. Ama dönüş yolunda yaşadıklarımı asla unutamıyorum. Trajikomik olsa gerek.
Isparta’da görevimiz bitikten sonra Mersin’e eve dönecektik. Dönüşümüz hafta sonu olması nedenli kısa gezi turu yaparak gitmeye karar verdik. Yani rotamızı çok değiştirmeden, yakın ama görülesi yerleri de gezelim istedik.
Isparta’dan çıktık Antalya ya doğru hareket etmeye başladık. İlk uğrak yerimiz Düden Şelalesi oldu. Resimler çekiniyoruz, temiz havayı soluyoruz gayet yavaş hareket ederek, zaman geçiriyoruz. Bu arada;
"Abla, aşağıya şelalenin önüne kadar inip orada resimler çekelim" dedi kardeşim.
"Ayy dur şurada rahat, rahat çekip aşağıya şelalenin önüne de gideriz, buraya kadar geldik görmeden gitmeyiz ya" dedim.
Demez olaydım, biz aşağıya inemeden bardaktan boşanır gibi yağmur bastırdı, hayatımda böyle yağmur görmemiştim. Mersinliyiz biliriz hızlı yağan yağmurları, alışkınızdır. Ama buradaki çok farklıydı. Hazırlıksız yakalanmıştık. Yürüyemedik, kaçacak, saklanacak yer aradık. Bulamadık. Arabaya zor attık kendimizi. Hala içimde ukte kaldı, düden şelalesinin, çağlayan suyunun altında durup izleyememiş olmam.
Tatilde Umut Dilenenler
4 yıldır kadar önceydi. O kadar yoğun çalışıyordum ki harıl harıl. Özel sektörde çalışmam nedenli; o güne kadar 3 yıl boyunca haftalık tatilim dışında hiç bir şekilde tatil yapmamıştım. En son Isparta'ya gitmiştim.
O kadar uzun süre çalışıp, üzerimdeki stresten kaynaklı yorgunluk ve bıkkınlığı atamıyordum. Her geçen gün psikolojim de kötüye doğru gidiyordu.
2017 yılı Haziran ayı diğer kardeşimin mezuniyet töreni vardı. Uzun zamandır görüşmediğim arkadaşımla da plan yaptık tatil için. Hemen işten de izin aldım. 4 gün için bi de pazar günüm var 5 gün.
Ooooo 5 gün ne iyi gelecekti bana. Hızlıca hayal kuruyorum. Önce arkadaşımın yanına gideceğim 3 gün onunla vakit geçireceğim sonra kardeşimin mezuniyeti falan. Eeee hayal kurmayı bile özlemişim.
Beklenen gün geldi “cumartesi” akşamından uçağa binip Ankara’ya gittim, arkadaşımın yanına. O gece onlarda kaldım. Ertesi gün Kızılcahamamda bir otele gittik. Gittiğimiz otel milli parkın içindeydi zaten. Çamların arasında, ortamda sadece kuş sesi var. Bahar buraya yeni gelmişti. Otel mükemmel, çevre mükemmel, ohh ne güzel vakit geçireceğiz. Hemen planlarımızı yaptık.
Tatilimizin ilk günü otelin imkanlarından yararlanıp, dışarıya çıkmadan vakit geçirdik. Kendimize geldik hem fiziksel hem psikolojik olarak. Ertesi gün için de planlarımız var, uyanacağımız saati, yapılacak aktivitelerin süresi her şeyi planladık.
Ertesi gün planımıza uygun ilerliyoruz, sıkıntı yok. Ormanda kısa bir yürüyüş ardından ATV motorlarla biraz daha fazla yol almayı planlıyorduk. Arkadaşımla ben, bir rehber eşliğinde gezintiye çıktık. Çam ormanı içinde, huzurlu mutlu gezintideyiz. Yarım saat boyunca ormanın içine gidince dönmeye karar verdik. Dönüş yolunda, yolların dar ve çamurlu olmasından tek sıra halinde iniyoruz. Arkadaşım benim hemen önümde gidiyordu. bir süre sonra sola viraj vardı. Hala gözlerimde canlanıyor, arkadaşım direksiyonunu sola çevirmedi ve düm düz ilerlemeye devam edip 3-4 metre yükseklikten şarampole uçtu. Evet doğru gördüm, uçtu resmen.
Aman Allah'ım arkadaşıma ne oldu? Bakabilecek miyim? Birileri bizi burada bulabilecek mi? Ailesine ne diyeceğim?
Aklımda farklı cevapsız sorular dolanıp, durdu.
Hayatımda hiç o kadar çaresiz kalmamıştım. Allah'tan umut bekliyorum arkadaşıma kötü birşey olmaması için.
Çok şükür, bir şey olmadı bir kaç ufak çizikle atlatmıştı.
4 Yorumlar
Ne zaman bir plan yapılsa aksilikler bir türlü peşimizi bırakmaz ne yazıkki ☹️ Yola aniden çıkınca daha bir güzel 🤩
YanıtlaSilPlansız tatiller hep tercihimdir.
SilAbla hiç sorma bende var bir kotu anım.
YanıtlaSilAntalya kemer de bir otele öğlen saatlerinde giriş yaptık. Arkadaş grubum heyecanlı olduklarından hemen yüzmek istediler ben ise yol yorgunuyum biraz dinlenecektim ama nerdeeee arkadaşlar sensiz yüzmek olmaz diyerek zorla benide havuza götürdüler. Onları kıramayip bende onlara katıldım. Keşke katilmasaydim hayatımda yaşayacağım kötü anılarimdan biri olan o olay bana büyük bir ders verse de üzücü bir olaydı.
Havuzun başına geldim arkadaş grubum kimisi havuzun kenarından tutunarak kimisi suyla kavga edercesine attığı kulaçlar ile suyun tadını çıkarmaya çalışıyorlardı. İçimden dedim şunlara bir atlayış gösterisi yapayım dedim kendimce ve biraz havaya zıplayıp havuza balıklama daldım. Daldigimla havuzun dibini bulmam bir oldu, burnumu vurdugumu sandım burnum ağrıyordu ne olduğunu anlamadım yarı sersem bir sekilde suyun üstüne çıktım burnumu kontrol ettim koniyormu diye kanamiyordu çok şükür ama sorun burnumda değildi. Havuzdan çıkıp şezlongda oturan arkadaşımın yanına gidince "kardeşim kaşın kanıyor" demesi ile şok oldum. Arkadaşım hemşirelik öğrencisi hemen kanaya yere baktı ve sözleriyle bana 2. Bir şoku yaşantı "yara derin kesinlikle dikiş gerekli" nasıl olurdu kaşım dikiş bu kelimeler o an o kadar korkutucu geliyordu ki bana hemen ambulans i arayıp bilgi verdiler. Acil e gittik 3 dikiş atıldı. 3-5 saat kadar müşââde altında tutulduktan snra otele geri döndük ancak 3 günlük (sözde güzel) tatilimi kafamda koca bir bandaj ile geçirdim. Sonrasında öğrendim ki havuz derinliği 140cm imiş standartlar gereği ben bunu bilmiyordum.
Rahatsızlık verdiysem özür dilerim ablam bu küçük anım ile sayfanı renklendirmek istedim, seni seviyorum akıl hocam 🤗🤗😇💙
Canım benim baş tacısın ne özürü. Hatırlıyorum o olayını, allah korudu beyin kanaması falan geçirmedin.
Sil