YOLDA OLMAK - ESRA'NIN SAYFASI

YOLDA OLMAK


 Yolda Olmak 

Geçmişten günümüze kadar, keşfedilen yerlerin, tıbbın, dinlerin kısacası bilimin yayılmasının temel sebebi yapılan yolculuklar aracılığıyla gerçekleşmiştir.

Bir seyahatnameyi, gezi notlarını ve yol maceraları ile ilgili yazılmış kitapları okuduğumuzda açıkça görebiliyoruz.

Nerdeyse herkesin okuduğu, benim de ilkokul 5.sınıfta iken okuduğum "80 Günde Devri Alem" adlı kitapla yolda olma düşüncesini sevmeye başladım. Hatırlarsınız romanın kahramanı arkadaşları ile 80 günde dünyayı gezeceğini savunarak iddiaya giriyor. Seyahata çıkıyor, yolculuk sırasında başından bir çok olay geçiyor. Başından geçenleri merak ederken heyecanla sonunu bekliyorum acaba 80 günde bitirebilecek mi? Çünkü hep çıkan aksiliklerden dolayı, planladığından daha fazla sürede kalmak zorunda oluyor. Sonunda seyahati bitiyor. Seyahatini, iddiaya girdiği sürede tamamlıyordu ancak zaman farkından dolayı iddiayı kaybettiğini zannediyordu. Ayrıca, o dönemim için önemli bir bilgiydi ve hiç unutmuyordum, batı da güneş geç battığı için gün doğuya göre geç bitiyordu. Tabi bu bilgi dışında farklı yerler görme arzusu içimde heyecanla büyüyordu. 

Heyecan hiç kaybolmadı. Yeni yerler görme arzusuyla yola çıkmayı çok seviyorum. Zamanla farkettim ki; ben yolda olmayı seviyorum. Bir de tek başıma yolda isem benden mutlusu yok sanırım.

Aracımla, otobüsle, trenle her neyle yolculuk yaparsam yapayım öncelikle araçta kendi minik alanımı oluştururum. Keyfime göre müziğimi açarım, yolu izlerim. 

Kafama göre istediğim yerde durup, manzarayı izlerim. Yöresel tatları denerim. Yolda iken öyle güzel kafamı boşaltırım ki, stres, sinir üzüntü hepsi gider kafamdan. Tam anlamıyla deşarj ederim kendimi. Güzel memleketimin her yerinin havası farklı güzeldir. Rakım:0 iken başka, rakım:2000 olunca başkadır. 

Otobüsle yolculuk yaparken, yanıma oturan kişiyle tanışırım, Bir süre sonra kendi hikayesini anlatır. Biz insanlar böyleyizdir, tanımadıklarımıza içimizi daha güzel dökeriz. İnsanların hikayesini dinlerken Tolstoy'un cümlesi aklıma gelir "Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz aileninse kendine göre mutsuzluğu vardır". Bu hikayeler farklı tecrübelerde kazandırıyordu, insan psikolojisini anlamama yardım ediyordu. Pandemi süreci nedenli yapamadığımız yolculukları özledim.

Yolculuklarımda dinleyip etkilendiğim hikayelerimden bir kaçının olaylarının başlıklarını aktarayım. Kızıyla küs olan eşine yalan söyleyerek Sinop'tan Ankara'ya sık sık gelen anne, üvey babasından dayak yiyip Elazığ'dan Ankara'ya kaçmaya çalışan 16 yaşındaki kız, pavyonda çalışmaktan bıkmış Ankara'dan Mersin'e baba evine gizlice dönmeye çalışan yine genç bir kız, İşsizlikten tek başına Fransa'ya dil bilmeden gidip şimdi kendisine Fransa'da hayat kurmuş, memleketi Nurdağı/Antep'ten dönmek için yola çıkmış bir kadın. Bunlara benzeyen daha birçok hikaye eeeee sırdır bizim anadolu. (Sırdır Anadolu yazımı okumak isterseniz buraya tıklayın.)


Bulabildiğim kadarı ile bir kaç yol manzaralarından çektiğim fotoğraflarımı aşağıya bırakıyorum.


Burası Göksun/Kahramanmaraş'ta yol üstü elma bahçesi


    Erdemli/Mersin yol üstünde bir sıkmacının terasından çekilen fotoğraf


                        Elbistan - Nurhak/Kahramanmaraş yol üstünde dilek ağacı


    Tarsus/Mersin - Pozantı/Adana yol üstü



    Kayseri Merkezde bir park


    Tavşanlı/Kütahya - Bozüyük/Eskişehir yol üstünde bir köy





Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. Her istediğim yer olmayabilir ama seyehat edebiliyor olmam güzel bir ayrıcalık galiba 😇👏👏🤗

    YanıtlaSil